Son otuz kırk yıldır eğitim sistemimizin bir parçası olan dershaneler, yıllar önce bir ihtiyacı karşılamak için ortaya çıkmıştı. Çocuklar, okullarımızın yetersizliğinden dolayı öğrenmesi gerekenleri okullarda öğrenemiyorlar; başarılı olabilmek için ya okul içindeki paralı kurslara ya da dershanelere ihtiyaç duyuyorlardı.

İlk başlarda okullara destek amaçlı çok kurulan dershaneler, zaman içinde öğrencilere sadece test çözme tekniğini öğreten öğretim kurumları haline gelmişti.

Tabii bunun sadece suçlusu dershaneler dersek o da yanlış olur. Eğitim sisteminin içine bu kadar sınav koyarsanız; ticari bir kuruluş olan bu kurumlar, kazanabilmek için sınav kazanmasını bilen öğrenciler yetiştirmesinden başka bir şey de düşünülemezdi.

Ayrıca bu sınav maratonları yüzünden çocuklarımız yarış atına dönmüştü. Aileler de çocuğumuz illa üniversite, lise kazanacak diye çocuklarını dershanelere yazdırmak zorunda kalarak yüklü masrafların altına giriyorlardı.

Maalesef parası olanın yarışta önde olduğu, adaletsiz bir eğitim sistemine ülke olarak mahkûm olmuştuk. Bu sürdürülebilir bir eğitim sistemi de değildi zaten.

Ak Parti İktidarı eğitimdeki bu bozuk yapıyı değiştirmek için bir irade koyarak 4+4+4 eğitim sistemini uygulamaya koydu. Bu sistemin başarılı olabilmesi için çocukların bütün eğitim ve öğretimleri okullarda verilmeliydi.  Çocukların okul dışında bir boş zamanları olmalı ve bu zamanlarını sosyal faaliyetlere ve dinlenmeye ayırabilmeliydiler.

4+4+4 eğitim sistemi dershaneler kapatılmadan başarılı olamazdı. Zaten Ak Parti, bir önceki seçim beyannamesinde eğitim sistemine neşter vuracaklarını, yeni bir eğitim sistemine geçeceklerinin ve dershaneleri kapatacaklarının sözünü millete vermişlerdi.

Dört yıl önceden dershanelerin kapatılacağı bilindiği halde dört yıldır gerekli önlemleri almayarak bu gün hükümete saldıranları millet olarak hayret ve büyük bir şaşkınlıkla izlemekteyiz.

Aslında İktidar dershaneler kapatılacak derken kapatılmayacak okula dönüşecek; hiç bir öğretmen de mağdur olmayacak dedi. Hatta uygun olmayan dershanelerin okula dönüşebilmesi için kredi, arsa desteği verileceği söyledi.

İktidarın bu kadar iyi niyetine rağmen, maalesef bir kesimin temsilcileri çocuklarımızı geleceğini bir kenara atıp, sırf dershaneleri devam etsin diye belden aşağıya vurmaya başladılar. Medyadaki güçlerini de kullanarak, iktidara ve onun lideri Başbakan Erdoğan’a ağza alınmayacak sözlerle saldırmaya başladılar.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kararının doğru veya yanlışlığı tartışılabilir ama her türlü baskı ve saldırıya karşı koyup, dershaneler kapatılacak demesi kendileri adına isabetli bir karar olmuştur.

Son söz olarak, üniversite kazanamamış ve sınavlara hazırlanan gençleri de düşünerek; direk kapatmak değil de, dershanelerin kademeli bir şekilde okullara dönüştürülmesi, ülkemiz ve milletimizin için daha hayırlı olacaktır. Kalın Sağlıcakla!

Nizamettin Şereflier

29.11.2013 / Aktarım anında Bu Yazı 999 kez okundu

Yorumlar:

Tuba Koşar 2013-12-02 ağzınıza sağlık
ağzınıza sağlık Nizamettin Şereflier. sırf kendi çıkarları için malum tv ve radyolarında Avrupalıları konuşturup duruyorlar.bu konuda bile gezi parkını kullanıyorlar. sadece Türkçe öğretmek ve hizmet etmekle vatanseverlik olmaz.. ben bu özelliklerini takdir ederken ülkemizin iç işlerine yabancıları karıştırma çabaları bugün beynime kanı sıçrattı. Okyanus ötesi zat, ülkemiz üzerinde her türlü tasarrufunun olduğunu, isterse bu ülkede karışıklık çıkararak istediğini elde edebileceğini vurguluyor aslında. ilim sahiplerine her zaman saygım vardır..ama bu yapılanlar ilmi kötüye kullanmaktır..insanları amaçları uğruna piyon gibi kullanmaktır.. ve Allah bunun hesabını soracaktır.. ben yanlışsam da yanlışımdan Allah'a sığınırım..

Tülay Atasever 2013-12-01 KAPATILACAK.demekle olmuyor..
Bu konuda bence bilim insanları ile görüşmeler yapılmalı ve eğitimcilerin görüşlerine değer vererek uygulamaya konulmalıdır..Herkes her kafadan birşeyler yazıyor..Bilende bilmeyende kendi penceresinden yorumlar yapıyorlar...Eğitim sistemimizin , eğitimden başka herşeye benzeyen, deneme tahtası haline getirilen durumu içler acısı...Maalesef şu anda yangından mal kaçırır gibi KAPATILACAK.demekle olmuyor..Öncelikle altyapıyı sağlamlaştırmak gerekir sanırım...Bu konularda gerçek eğitimcilerden görüş alınmalı..Köy enstitülerinin eğitim sistemi bir kez daha değerlendirilmelidir...Oradan alınacak çok önemli dersler var,ders alabilene tabi ki...