|
||||||||
![]() |
ÖZKAN MUTLUGİL VE YÖNETİMİ İSTİFA ETTİ !… | |||||||
Hasan Uğur Epirden | ||||||||
epirden@hotmail.com | ||||||||
Gene şehit haberleriyle sarsılmaya devam ediyoruz… Diyarbakır’da 7 polisimiz şehit oldu… Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabır diliyoruz… Bugünkü (01.04.2016) duruşmada kalbim 2 gazeteci dostumuzla atıyor… Adalet ve bağımsız yargılama süreci en büyük beklentimiz...
ÖZKAN MUTLUGİL VE YÖNETİMİ İSTİFA ETTİ !… Hasan Uğur Epirden “Sonunda kapasitesizliklerini, beceriksizliklerini tüm yanlış ve eksikliklerini kabul eden Voleybol Federasyonu Başkan ve Yönetim Kurulu topluca istifa ederek voleybolumuzun önünü açtı…” demeyi ve büyük bir çoğunluğu sevince boğmayı çok isterdim… Maalesef bu başlığı ve haberi “Nisan 1” şakası olarak paylaşabildim, üzgünüm… Ama bunu düşünmek bile bugünlerde Kalamış’a gitmeden “bir tatlı huzur…” almaya yetebiliyor… Buna benzer bir “Kurtuluş” manşeti ve haberini inşallah ekimdeki Genel Kurul sonrası paylaşmak nasip olur ?… VOLEYBOLDA DEĞİŞİM (!) VE PAYLAŞIMCI YÖNETİM (!)… Mutlu Başkan, bundan yaklaşık 3,5 yıl önce “Voleybolda değişim: dostça, birlikte, paylaşımcı yönetim”sloganıyla ve bağımsız bir federasyonun seçimlerine yapılan çeşitli yakışıksız müdahalelerle TVF başkanı seçildiğinde dilinden düşmeyen bir vaadi de “Türk Voleybol Ekolü”nü yaratmaktı… “Türk Antrenör Eğitim Ekolü”nü de oluşturmaktan söz ediyor; “Erkek milli takım gelişiminin süratle üst seviyelere çıkmasını planlıyoruz …” diyordu… Vatan Gazetesine yaptığı bu açıklamalara aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz: Evet “voleybolda değişim, paylaşımcı yönetim” gerçekleşti, ama nasıl gerçekleştiğini cümle alem birlikte yaşadık ?… Dünyada kabul görecek “Türk Voleybol Ekolü” nedir, ne durumdadır ?… Bugüne kadar, bu konuyla ilgili 3,5 yılda neler yapıldı, ne kadar yol alındı bilen varsa beri gelsin, bizleri aydınlatsın ?… Kendilerine bırakılan voleybol servetini, göreve geldikten sonra babalarının çifliği gibi, hınzır bir mirasyedilikle kişisel hırslarını tatmin için kullanan Mutlu Başkan ve sokak arkadaşları, benzeri görülmemiş bir pişkinlikle, görevleri içinde yer alan ufacık şeyleri abartmış; CEV’deki değiş tokuşu (!) bile “voleybol tarihinde görülmemiş başarı” yaygarasıyla toplumumuza yedirmeye kalkışmıştır ?… Voleybolumuzun yepyeni bir yapılanmaya, sözlerini tutacak bir başkan ve yönetime ihtiyacı vardır… Bu konuda, voleybol ailesinin aklı selim, duyarlı tüm fertlerinin, çok zor ihtimal olsa da, Erol Ünal Karabıyık Başkan‘ı göreve davet ve ikna etmeleri, şu anda seçilebilecek tek yol olarak görülmektedir… Bilindiği gibi CEV, son 6 yılda Türk takımlarını 5 kez yarı finalde karşılaştırıp, birbirine kırdırmıştı… Şampiyonlar Ligi’nde yeni formatta, yeni sezondan itibaren aynı ülke takımları, gruplar öncesi eleme maçlarının yanı sıra finalde de karşılaşabilecek… Yeni formatta Şampiyonlar Ligi grupları öncesinde katılan takım sayısına göre değişen eleme turlarının oynanması, elenen takımlar yollarına CEV Kupası’nda devam ederken, eleme turlarından gelen takımlarla seribaşı 12 takımın 4’erli gruplar oluşturması planlanıyor… Grup maçları sonrasında bayanlarda bir tur, erkeklerde 2 tur oynanacak, “Final Four”a kalan takımlar belirlenecek, önceki yıllardaki gibi ev sahibi takım doğrudan “Final Four”a kalacak… Hem erkeklerde hem de bayanlarda CEV sıralamasında ilk 8 içinde yer alan 2 takımımız doğrudan gruplarda mücadele edecek, katılacak 3. takım ise gruplar öncesi eleme maçlarında yer alacak… İDMANYURDU’NUN MAĞLUBİYETİ SONRASI TVF’nin MANŞETİNDEKİ KARAMSARLIK ÜZDÜ… TVF resmi Web sitesinde, CEV Challenge Cup Finali ilk maçında deplasmanda Romen takımı C.S.M. Bucuresti’ye 3-1 yenildiği maç sonrası atılan “İdmanocağı kupa şansını zora soktu” manşeti garipsendi… Yanlı yansız bir çok voleybolseveri hem üzdü hem öfkelendirdi… Bir Galatasaraylı okurum mesajında “Değerli Epirden hocam federasyon ilk kez İdmanocağı ile ilgili karamsar bir haber yayınlamış, tek bir fotoğraf asmış o da fotoğrafla oynayıp, bozarak. Çok ayıp eminim bilerek yaptılar. Ben koyu Galatasaraylıyım ama İdmanocağının şansı altın set avantajıyla bizden çok fazla. İçime sinmedi yazdım bağışlayın.” diye duygularını dile getirmiş… MİLLİ FORMA REZİLLİĞİ… Milli forma… Oysa, hiçbir isim, arma; ayyıldızın önüne geçemez, geçmemelidir de !… Son olarak Türkiye-İsveç Milli maçında bu rezilliği kahrolarak gördük !… Doğrusunu isterseniz, maçı seyrederken içim yandı, sanki kendi Milli takımımız değil de, başka bir ülkenin takımı vardı sahada ?… Bu rezilliğin sorumlusu tabii ki başta TFF Başkanı Yıldırım Demirören ve sokak arkadaşları ve de onay verip göz yuman Fatih Terim‘dir… Hepsini şiddetle kınıyorum… A Milli Futbol Takımının forma, şort ve tozluk renkleri kırmızı beyazdır… Ancak, yeni formada kırmızının üzerinde siyah çizgiler var ?… Şort siyah, üzerinde sponsor firmanın beyaz renkte arması var ?… Formada, şortta, tozlukta (göremedim, belki de kramponlarda) arma… Ay-yıldızımız arada kaynamış, gitmiş ?… Bu nasıl bir anlayıştır ?… Bir sponsorun verdiği üç kuruşla (Bayrak değerimize göre tabii…) bu nasıl bir hainliktir ?… Duyduğuma göre Milli takımımız sahamızdaki tüm maçlara bu forma ile çıkacakmış ?… Dış saha maçlarında ise formamız Turkuvaz (!) olacakmış ?… Bu ne cüret ?… Bu ne sorumsuzluk ?… Bu turkuvaz renk de nereden çıktı ?… Mucidi kim ?… Avusturya maçında rakibimiz bize çok daha yakın bir forma giymişti… Kırmızı formasıyla zaman zaman bizim takım gibi algıladık ?… Milli takımlarımız bizim takımımızdır… Bayrağımız o al rengini hürriyet, cumhuriyet ve bağımsızlık için akıttığımız şehit kanlarından almıştır !… Başbakan’a, Gençlik Spor Bakanı’na, bu rezilliğe son verilmesi için çağrıda bulunuyorum… Sadece Futbol değil, tüm branşlarda forma konusuna gereken önemin verilmesini bekliyoruz… BASKETBOLA İLGİ BENİ KISKANDIRIYOR… Geçen gün Galatasaray Odeabank Eurocup yarı final ilk karşılaşmasında, Abdi İpekçi’de Herbalife Grand Canaria’yı ağırladı, 89-75 mağlup etti… Maç biletleri pazartesi günü tükenen mücadelede 12.500 koltuk kapasiteli Abdi İpekçi’de saha kenarındaki koltuklarla birlikte 15 binden fazla basketbol sever varmış… İnanılmaz bir atmosfer ?… Basketbolu sevdirme, yayma işini Basketbol Federasyonu çok iyi yapıyor… BizimVoleybol Federasyonu Başkanı ve sokak arkadaşları da sadece önemli maçlarda şeref tribününe teşrif edip fotoğraf çektiriyor; kupa törenlerinde sahada rol kesiyor… Derbi ve Avrupa maçlarının dışında oynanan voleybol maçlarında tribünler bomboş… Kaç kuruşa bu hakkın verildiği açıklanmayan (!) şifreli maç yayınları da voleybola zarar vermeğe devam ediyor… “Kurumsal İletişim” dediler, sınıfta kaldı, 5 yıllığına SARAN‘la Çırağan Saray’ında şaşalı bir düğünle izdivaç (!) yaptılar; sanki gözlerden uzak balayındalar, voleybolun kitlelere açılımını “FABRİKA VOLEYBOL”a terk ettiler ?… İnsan üzülüyor, kahroluyor ?… Yakında bomba açıklamalarım olacak… Bazıları bu kez tam rahatsız olacak !… Hani bir laf vardır, “Kendi düşen ağlamaz !…” diyeceğim ama pişkinler ve yüzsüzler ağlamaz ki ?… “Sonunda kapasitesizliklerini, beceriksizliklerini tüm yanlışları ve eksiklikleriyle kabul eden Voleybol Federasyonu Başkan ve Yönetim Kurulu büyük bir erdem gösterip topluca istifa ederek voleybolumuzun önünü açtı…” demeyi ve büyük bir çoğunluğu sevince boğmayı çok isterdim ama maalesef bu başlığı ve haberi “Nisan 1” şakası olarak paylaşabildim, üzgünüm… Ama bunu düşünmek bile bugünlerde Kalamış’a gitmeden “bir tatlı huzur…” almaya yetebiliyor… Buna benzer bir “Kurtuluş” manşeti ve haberini inşallah ekimdeki Genel Kurul sonrası paylaşmak nasip olur ?… Katlanmamız gereken, kimine göre göz açıp kapayana kadar geçecek, bana göre tahammül edilmesi daha da zor upuzun 6 ay var ?… Nazik davetleri üzerine Trabzon’da maçta olacağım… Umarım müjdeli, mutlu haberler paylaşırım… |
||||||||
Etiketler: yazi |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.