|
||||||||
![]() |
Voleybolumuzun gizli satış gücü | |||||||
Fatma Madi Babuşçu | ||||||||
fatma_madi61@hotmail.com | ||||||||
‘Facebooktaki Eczacıbaşı Voleybol Fan grubunda “Ülkemizde voleybolu en çok hangi oyuncu sattırıyor ?” diye bir anket yapacaktım ama sonra Neslihan’ın kızıyla olan fotoğrafının aldığı beğeni sayısını görünce vazgeçtim. Çünkü tek cevap: Neslihan. Bunu isteyen, isteyen tüm voleybolcuların aldıkları beğenilerle karşılaştırabilir’ dedim. (Araya grubun reklamını da sıkıştırmış oldum ki bunu da yazıyı yazmama vesile olan Neslihan'a borçluyum! wink ifade simgesi ) Arkadaşlarımız haklı olarak ne demek istediğimi, klavye sürçmesi yaşayıp yaşamadığımı anlamaya çalıştılar. Hayır bu bir klavye sürçmesi değildi. ‘Satıyor’u doğru yazdım! Tabii ki sevdiriyor o ayrı. Ama farkındalık oluşturuyor. Voleybolu bir ürün olarak ele alalım. Ve ürünün hedef kitlesini belirleyelim. Bu hedef kitle de muhtemelen iki yaşındaki çocuktan, seksen hatta doksan yaşın üstüne kadar herkes olur. Çünkü ürünümüz bir spor ve sporun hedef kitlesi ülkenin tamamından öte dünyanın dört bir yanıdır! Belirledikten sonra bu hedef kitlemize ürünümüzü nasıl ulaştıracağımızı ve ürünü nasıl kâra dönüştüreceğimizi düşünelim ? Bizdeki aktif alıcılar 12- 30 yaş aralığı olduğu için, hedef kitlemiz çok geniş ama ürünü alıp anında bize kâr olarak geri dönecek olanlar çocuklar ve gençler. (Başımızın tacı ihtiyar heyetimizi de gönüllerinden dolayı bu aralığın dışında düşünemiyorum!) Peki ben bir takım sahibiysem bu ürünü nasıl satacağım ? Ligin çoğunu biletsiz oynuyoruz. Avrupa ya da derbi maç olursa 7 liradan bilet satıyoruz. Milli takımda bu fiyat biraz daha yükselebiliyor. Yurt dışındaysa voleybolun salondaki izleyici yaş ortalaması bize göre çok yukarılarda. Bunun belki birinci değil ama önemli bir sebebi de yurt dışında bilet fiyatlarının 7-8 euro dan başlayıp, 40 euro ya kadar çıkıyor, bazı maçlarda geçiyor olması. Bizde neden parasız? Çünkü alım gücü yok! Alım gücü olsa bile maçlar aynı saatte başlıyor. Aynı saate başladığı için bırakın salona gitmeyi tvde bile izleyemiyoruz. E ne yapacağım ? Ürünüme reklam için güçlü bir marka bulacağım. Voleybolumuzun içindeki oyuncu olarak en güçlü marka da Neslihan Demir Güler’se bende onu kullanırım! Takımım Neslihan’ın takımıyla maç mı yapacak ? Hemen benim yıldız oyuncumun yanına onun fotoğrafını koyar afiş bastırırım. “Maçımıza gelerek senede bir kere olan Neslihan’ı canlı izleme şansını kaçırmayın!” demeye getirir hatta demiş olurum. Sosyal medyada sayfa ya da grup yöneticisi miyim? Seviyorsam överek kullanırım. Sevmiyorsam, takımımdaki yıldız oyuncuyla onu kıyaslayarak kullanırım. Popülerliğimi artırmak için ondan aldığım imzalı formayı bile kullanırım. “Bakın bugün imzalı forma aldım, yarın çay içeriz. Yanımızda mırıldayan kedimi de kucağına verip selfie yaparız.wink ifade simgesi “ Final etabının sonundaki bireysel ödül töreninde Neslihan olmasaydı, Naz’ın elinden tutup birlikte ödül almaya gitmeseydi, o törenin tekrarları ne kadar izlenirdi? Bazılarımız bu yaptığını eleştirirken Neslihan yaptı diye eleştiriyoruz. Oradaki X bir oyuncu yapsaydı bu kadar eleştirmezdik belki de. (Hazır lafı evirip çevirip ödül törenindeki Neslihan’ın şovuna getirmeyi başarmışken, kendi adıma ben çok keyif aldım. Ülke olarak o kadar zor zamanlardan geçiyoruz ki, kimseyi kırmadan, incitmeden yüzümüze küçük birer tebessüm kondurabilen herkesin başımın üstünde yeri var.) Mesela şimdi bu yazıya Neslihan’ın fotoğrafını olmadan paylaşsam kaç kişi okuduğu için beğenir ya da eleştirir ? Ama Neslihan’ın fotoğrafını ekleyip paylaşsam okuyan kadar, okumadığı ama sırf Neslihan olduğu için kaç kişi beğenir? Tabii ki de bu riski göze almayıp fotoğrafını ekliyorum. fatma madi |
||||||||
Etiketler: yazi |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.