Bir şehrin en önemli vizyonu ve en büyük reklam yüzü, o şehrin sporlarıdır. Trabzon için bu en başta, en büyük puntolarla yazılmış Trabzonspor Futbol Kulübü'dür.

Trabzon'da futbol İstanbul takımlarına başkaldırının, onların futboldaki hegomanyasını kırmanın adıdır. Anadolu'daki pek çok futbol kulübüne ilham kaynağı olmuş, yapılamaz denilen ne varsa yaparak futbolda Anadolu'nun abisi ünvanını bileğinin hakkı, alnının teriyle almıştır..

Trabzonspor'un kuruluşundan yıllar sonra ortaya çıkan İdmanocağı Voleybol Takımı da kimsenin yapamaz dediğini yaparak bugünkü adıyla Sultanlar Ligi'ne  çıktığı yanılmıyrsam üçüncü sezonunda önce Balkan Şampiyonu ve hemen ardından da Euro Challenge Cup'ta ikinci oldu..

Ne acıdır ki aynı İdmanocağı geçen sezon 1. Lig'e düştü.. 

Bunda birçok sebep arayabilir, kendimizce de çok haklı ve doğru sebepler üretebiliriz de ..

Sponsorların elini çekmesi.. İdarenin yanlışlıkları..  İstanbul takımlarından oyuncu alabilmenin maliyet olarak çok yüksek olması..  vs... vs... Hangimiz ne desek haklı olduğumuz bir durumda bugün İdmanocağı..

Şimdi konumuz; "Hepimiz haklıyız!" , "Vay efendim ben dediydim!" zamanı değil!!!

Konumuz; gelenin, iyice parasızlık yüzünden kulüpten gittiği, giderken belki de kırıldığı, kırdığı bir zamanda elini değil, kolunu, bacağını, yüreğini koskoca bir kayanın altına sokan Gül İlter ve takımına sahip çıkmaktır!

Trabzonlu genç kızlar, kadınlar olarak, Trabzonlu iş kadınları olarak bu desteği Gül İlter ve oyuncularına vermek zorundayız!

Çünkü 19 Mayıs Spor Salonu'ndan yükselecek her galibiyet 'Trabzon'daki her yaştan hanımefendilerin sesi' olacak.

Haydi bize her yerden önce İdmanocağı Trabzon olsun!